BİRİ GİDİYOR BİRİ GELİYOR…

0
1949

Merhaba pandemi sebebi ile etkilenen iç otomobil pazarı son 1 haftadır başka bir konuya odaklandı. Otomotiv piyasasındaki yükselen fiyatlar günde de tazeliğini korurken bir diğer konumuz yerli otomobil…

Hafta başında otomotiv gazetecisi Emre Özpeynirci ile röportaj yapan Honda Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Bülent Kılıçer, 2021’de kapanacak olan Honda Türkiye fabrikası ile ilgili açıklamalarda bulunmuştu. Kılıçer; tesisin  kapatılmasında önemli iki neden olduğunu söyleyerek , ”ilki ve en önemlisi global düzeyde üretimdeki optimizasyonu yakalamaktı.”

yapan Honda Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Bülent Kılıçer
Honda Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Bülent Kılıçer

Kılıçer, Türkiye fabrikamızın kapasitesi 50 bin adet olmasına rağmen gelin görün ki son 5-6 yıldır maalesef kapasitenin yüzde 30-35 altında üretmek zorunda kaldık. Bunun sebebi kesinlikle iç pazar değil ihracatla ilgili bir konuydu. Ayrıca bu optimizasyon sadece Türkiye ile ilgili de değil. İngiltere, Endonezya ve Tayland fabrikalarında da revizyonlar yapıldı” ifadelerini kullandı. Kılıçer ikinci neden olarakta üretim etkinliğini arttırmaya işaret etti. şeklinde konuşurken  ”Çalışan 1070 kişi ile de anlaşma yaptık,herhangi bir sıkıntı yok” sözlerini sarf etmişti.

Tamda bu süreçte bu haftasonu 18 Temmuz da  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılacağı törenle temeli atılacak Türkiye’nin ilk yerli ve milli elektrikli otomobili TOGG’un üretileceği fabrika aklımda geldi. Tüm Kamuoyunun takip ettiği gibi tesis, Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından 22milyar TL’lİK yatırımla Bursa Gemlik Haralar bölgesinde inşa edilecek. 18 ayda tamamlanması beklenen fabrikada 2022 den itibaren tamamı elektrikli SUV ve diğer modeller üretilecek.

Fabrika açıldıktan sonra  4 bin 323 kişiye istihdam sağlayacak. İşte tam da bu noktada aklıma çok uzun zamandır düşündüğüm ve artık sizlerle de paylaşmak istediğim şu fikir geldi:

Dünyanın pandemi ile birlikte ekonomik olarak ta zorlu bir döneme girdiği bu belirsiz dönemde bu kadar büyür bir yatırım ilgimi çekti. Bu hayati ve dev bir yatırımı 22 MİLYAR TL harcamadan hazır Honda Türkiye fabrikasını içindeki ekipmanla anahtar teslim satmaya hazırlanıyor. Bu durumda hazır personel ve iş gücü de varken Eneden değerlendirilmediğini merak ediyorum. Bu şekilde daha az bütçe ile daha hızlı bir tesis kurulamaz mıydı? Elbette stratejist ve yatırım uzmanı değilim ancak naçizane az da olsa dünya ve Türkiye’de “Otomotiv Sektörü”nü takip etmeye çalışan 14 yıldır da bu alanda çeşitli yayınlar hazırlayan bir “Otomotiv Gazetecisi” olarak bu soru devamlı aklımı karıştırıp duruyor…

Hatta bu fikir aklımda Honda’nın Türkiye fabrikasını kapatacağı hakkında ilk çıkan söylenti zamanlarından beri aklımda ! O zamanda bu fikrimi sosyal medya ve çeşitli mecralarda da paylaşmıştım. 22 Milyar TL ye sıfırdan’dan bir fabrika kurmak ve 18 ay gibi bir inşaat ve hazırlık sürecini boşa harcamadan. 2021 den itibaren hazır bir şekilde yeni ekip ve otomobil projesi ile Şekerpınar da ki fabrikaya taşınmak  bana daha uygun geldi gibi..  Gerekirse modernizasyon vs için harcanacak para birkaç milyar tl yi bile geçmeyebilir. Nerede 22 Milyar TL Nerede tahmini 1- 2 Milyar TL lik rehabilitasyon diye düşünüyorum.

   Elbette benim gibi pek çok kişinin aklına da bu fikir gelmiştir!

Görüşülmüş tartışılmıştır. Tabii bu konu açılınca  cevaplarda geliyor.  Bize daha geniş bir alan gerek , elektrikli araç üretimi daha farklı bir bant istiyor yada ekipman daha değişik vs. elbette bunlara katılıyorum ancak başta da belirttiğim gibi 22 milyar TL gibi oldukça bir yatırım yerine  yaklaşık  5-6 milyar TL gibi tahmini bir bütçe ile mevcut tesisin değerlendirilebileceğini düşünüyorum . Nihayetinde elbet karar projenin başındaki değerli yöneticilerin elbette her türlü risk -fayda-değer analizleri vs ler yapılmış planlanmıştır.

Benim dikkat çekmek istediğim Uluslararası Bir Yatırım ile neredeyse çeyrek asır önce kurulmuş ve bir Japon otomotiv markasının fabrikasının atıl konuma geçmeden değerlendirilme ihtimali ve vakit kaybetmeden yatırıma harcanacak maddi kaynağında doğru kullanılarak direkt üretim, pazarlama, ihracat gibi hayati konulara harcanması ve nihayetinde “TÜRKİYE’NİN YÜZ AKI PROJELERİNDEN YERLİ OTOMOBİL PROJESİNİN BAŞARI İLE HAYATA GEÇEREK DÜNYA OTOMOTİV SEKTÖRÜNDEKİ HAKLI YERİNİ KAZANMASI” olacak. Her Şey Türkiye için.

Korhan ÖNDER

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz